 |
| Osman Özbaş |
Daha önce Kamu Hastaneleri Birliği üzerine bir yazı yazmıştık. Gazetemizin bize ayrılan köşesinde, 02.03.2012 tarihinde yayımlanan bu makale konuyla ilgili olan okuyucularımızın ilgisini çekebilir.
Sağlık sektöründeki gelişmelere ilgi duymamız boşuna değil. Hem hizmet talep eden biri olarak hem de ülkemizin sağlık sektöründen çıkaracağı uluslararası marka değerlerinin çok büyük getirileri olacağına inanarak bunları yazıyoruz.
Ama her iş sırasıyla tabii…
Önce sağlık standartları ve hizmet kalitesi gelişecek; sonra uzmanlaşma alanları belirlenecek; bölgesel risk guruplarına göre ihtisas kurumları oluşturulacak; laboratuar ve araştırma birimlerinin detay analizleri çeşitlendirilecek, portföy yatırımları ve özsermaye gücü artırılacak…
Mesela guatr hastalığı konusunda tedavi birimlerinin gelişmesi Manisa için önemli bir ihtiyaç; lenf araştırmaları konusunda laboratuar hizmetlerinin kalitesinin artırılması da öyle!...
Şimdilerde çok bilinmiyor ama depresyon konusunda ciddi bir hizmet talebi de var ama halk bu konuda maalesef yeterli bilince sahip değil.
Dediğimiz gibi ihtisas hastanelerinin tedavi birimlerinin etkin bir şekilde geliştirilmesinin bir önemli nedeni yereldeki ihtiyaçların hızlı bir şekilde karşılanması olacak…
Devlet de hastalıkların sosyo-ekonomik nedenleri konusuna eğilerek yaşam kalitesi konusunda üzerine düşeni yapacak; mesela sağlıklı beslenme, kötü alışkanlıkların üzerine gidecek.
İşte obeziteyle mücadele konusunda Sağlık Bakanlığı’ nın çalışması da bu kategoride değerlendirilebilir…
Bu konuların hepsi, 2003 yılındaki sağlıktaki dönüşüm politikalarıyla ciddi bir şekilde ele alınmaya başlandı.
Öncelikle hasta kabul ve hastane hizmet standartlarında ciddi bir iyileştirilmeye gidildi.
İşte Kamu Hastaneleri Birliği kuruluş teşkilatlanmasını bu temelde değerlendirmek gerekir.
Bu teşkilatlanmada Genel Sekreterin çok güçlü bir konumu var; mesela sağlıkta ‘yatırım’ strateji dengesinin nasıl gözetileceğine, kalite hizmet puanlarının verilmesinden, özel hastanelerin alacakları fark oranına dek Genel Sekreterliği söz sahibi olacak…
Strateji denilince, az önce belirttik, biz bunu genel olarak alırsak işin içine Hükümetlerin izleyeceği politikalar ile sosyal fayda unsurları, verimlilik, bütçe, hepsi dahildir… Ama özelde, teknolojik donanım yatırımları, destek hizmetleri, memnuniyet kriterleri, analiz ve tedavi yöntemlerinin başarısı çok daha belirleyici olacaktır.
Bu ‘vizyon’ profesyonel bir bakış gerektirir…
İşte bu nedenle Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliğin alt müdürlüklerine sözleşmeli statüsünde işin uzmanları getirilmesi mantıken doğrudur.
Şimdi gelelim Manisa teşkilatlanmasındaki atamalara:
Genel Sekreter, yani bir anlamda CEO’ su İl Sağlık Müdürümüz Dr. Murat Türkyılmaz. Yardımcılıklarına ise Dr. Leyla Arıcı, Mali Hizmetler Başkanı Sezai Kaya, İdari Hizmetler Başkanı Halil Kaşlı getirildi…
Kendilerine can-ı gönülden başarı dileklerimi sunuyorum.
Leyla Arıcı Merkezefendi hastanesi’nden geldi…
Ki yeri gelmişken söyleyeyim, önce ki yazımda da yazmıştım, yakınlarda Merkez Efendi Hastanesi’ne gitmiştik, oradaki kadronun ne kadar başarılı çalıştıklarını biliyoruz.
Aynı şekilde Devlet Hastanesine gittiğimizde de çok iyi bir kadronun hizmetleri götürdüğünü gördük.
Devlet Hastanesi’ nde önceki başhekim vekili Sayın Ünal Dökücü’ nün çalışmaları hatırlanmazsa haksızlık edilmiş olur…
Hepsinden Allah razı olsun.
Sayın Ünal Dökücü’ nün hizmetlerinden yararlanılması bu milletin hayrınadır.
Sayın Ünal Dökücü’ nün yerine atanan Dr. Mazhar Eserdağ ise kalp damar cerrahisinin karmaşık ve hassas risklerini alt ede ede uzmanlığını kanıtlamış bir hekim, aynı zamanda centilmen kişiliğiyle Manisalının saygısını kazanmış bir insandır.
Benim de ortaokuldan arkadaşı olmam sebebiyle tanışıklığım epey eski yıllara dayanır.
Bu vesileyle sevgili dostum Dr. Mazhar Eserdağ’a ve Kamu Hastaneleri Birliği yönetimine başarılar diliyorum.
Genel Sekreterlik makamı ve tüm sağlık çalışanlarının iyi bir hizmet kalitesi adına ellerinden gelenin en iyisini yapacaklarına inanıyoruz.